İstanbul'da zemin sıvılaşmasının en çok görüldüğü yerler belli oldu!

İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Süleyman Dalgıç bir açıklama yaparak İstanbul’da zemin sıvılaşmasının en yüksek olduğu yerleri duyurdu. İstanbul’da zeminde sıvılaşma riski en fazla nerelerde var?
İstanbul'da zemin sıvılaşmasının en çok görüldüğü yerler belli oldu!

Kahramanmaraş’ta gerçekleşen deprem felaketinin ardından beklenen büyük İstanbul depremi için çok daha fazla hassasiyet gösterilmeye başlandı. Vatandaşlar İstanbul’da depreme karşı güvenli yerleri araştırırken bilim insanlarının da bu yönde çalışmaları yoğunlaştı. Uzmanlar özellikle zemin sıvılaşması riskinin üzerinde duruyorlar. Bir alanda zemin sıvılaşması olması depremde bir binanın yıkılmasını kolaylaştırıcı bir etken olarak görülüyor. Bu zeminlerin üzerindeki binaların sarsıntılarda ayakta kalmaları zor bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.

İstanbul’da kent zeminine dair çalışmaları olan İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Süleyman Dalgıç bazı uyarılarda bulundu. İstanbul’da çok yerde dere yatakları olduğunu belirten Süleyman Dalgıç bu alanlara çok sayıda bina yapıldığını tespit ettiklerini açıkladı.

ZEMİN İYİLEŞTİRMESİ ŞART

Dere yataklarının genç zeminler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Süleyman Dalgıç, “Dere yataklarında deprem sırasında risk çok daha fazla olabiliyor. Bu alanlarda sıvılaşma riski ve taşıma gücü kayıpları gibi sorunlar meydana geliyor ve bu da binalara zarar veriyor. Bu tip zeminlerde sondaj yapıp, ana kayaya ulaşıp, zemin iyileştirmesi ile binaları inşa ediyorsak İstanbul’da bu vadi alanlarında herhangi bir sorun olmaz. Ancak zemin iyileştirmesi yapmadan binanızı yaparsanız tıpkı Maraş’taki, Hatay’daki, Gaziantep’teki gibi ağır kayıplar vermemiz mümkündür.” dedi.

ZEMİN SIVILAŞMASI NERELERDE GÖRÜLÜYOR?

İstanbul’da zemin sıvılaşmasının en yüksek olduğu yerleri açıklayan Prof. Dr. Süleyman Dalgıç, “İstanbul’da bazı alanlarda zemin sıvılaşması daha yüksek olabiliyor. Marmara Denizi kıyıları, boğaz kıyıları, Haliç kıyıları, Karadeniz kıyıları riskli yerlerdir. Ayrıca Fatih’te alüvyon ve dolgu zeminler var. Bundan dolayı da Fatih’in kıyı kesimleri sorunludur. Bazı yerlerde 30 metrenin üzerinde dolgu zeminler görebiliyoruz. Buralarda inşa edilmiş eski binalar var. Bu binaların acilen denetlenmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Bina inşa ederken en önemli konulardan birisinin zemin etüdü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Süleyman Dalgıç, “Bir binanın temel sistemlerine ne kadar özen gösterirsek o yapılar o kadar dirençli ayakta kalacaklardır. Binaların zemin etütleri ile temel sistemlerini inceliyoruz. Bu zemin etüdüne göre radye temel yapılması uygunsa onu yapıyoruz. Riskli alanlarda en uygun temel sistemi neyse onu uyguluyoruz. Bu şekilde deprem riskini azaltmamız mümkün.” şeklinde konuştu.