FED Dünya ekonomisinde piyasaların merakla beklediği FED faiz artırımı kararına ilişkin ilk sinyal bugün geldi. FED Başkan Yardımcısı Richard Clarida ve St. Louis FED Başkanı James Bullard faiz artırımına ilişkin açıklamalarda bulundular.

2022 SONUNDA FAİZ ARTIRIMI BEKLENTİSİ

FED Başkan Yardımcısı Richard Clarida, Washington'da bulunan Brookings Enstitüsü'nde konuşarak FED faiz artırımına dair oluşması gereken koşulların 2022'nin sonuna doğru meydana gelebileceğini söyledi. Faiz artırımı için istihdama ve enflasyona dikkat çeken Richard Clarida, “Gelecek yılın sonunda tüm şartların yerine gelmiş olabileceğini görebiliriz. İstihdam alanında ve küresel tedarik zincirinde sorunlar aşıldıkça enflasyonist baskıların etkisinin kaybolduğunu hissedeceğiz.” dedi.

ENFLASYON RİSKİ ORTADAN KALKMADI

Enflasyon risklerinin devam ettiğini söyleyen FED Başkan Yardımcısı Richard Clarida, “Enflasyon riski ortadan kalkmıştır şeklinde bir iddiada bulunamayız. Halen daha yukarı yönlü enflasyon riskleri var. 2021'de enflasyon ılımlı olmaktan çıkıp yüzde 2'lik hedefin üzerinde gerçekleşti. 2022'de de bu olursa biz buna politikada başarı diyemeyiz.” ifadelerini kullandı.

2022'DE İKİ FAİZ ARTIŞI BEKLENİYOR

St. Louis FED Başkanı James Bullard ise yaptığı değerlendirmesinde, “Kişisel olarak verilere baktığımızda ben 2022'de iki faiz artışı beklentisi içerisindeyiz. Eğer enflasyon bizim beklediğimizin aksine daha kalıcı bir tutum içerisine girerse bu enflasyonu kontrol altına alabilmek için hızlı aksiyonları devreye sokmamız gerekebilir. Ancak yine de 2022'de 3 veya 4 faiz artırımı olmasını ben beklemiyorum. Benim baz senaryomda bu kadar faiz artırımına yer yok. Ancak 2 adet faiz artırımı enflasyonda göre 2022'de olabilir.” ifadelerini kullandı.

FED FAİZ ARTIRIMI YAPARSA TÜRKİYE EKONOMİSİ NASIL ETKİLENİR?

FED'in faiz artırımı yapması ekonomistlerce gelişmekte olan ülkeler için bir felaket senaryosu olarak açıklanıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler kategorisine giren ülkeler FED faiz artırımı sonrası cazip yatırım seçeneği olmaktan çıkacaklar. Bu durumda da bu ülkelerden büyük miktarda sermaye çıkışları meydana gelecek. Bu sermaye çıkışları başta Türki olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin dolar karşısında değer kaybı yaşamalarına neden olacağı tahmin ediliyor.