Kentsel Dönüşümde Asbest Zehri İçin Gerekli Önlemler Alınıyor Mu?

Türkiye gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projeleri ile dev bir inşaat sahasını andırırken yapılan yıkımlar ile depremde yıkılma riski yüksek olan konutlar ortadan kaldırılıyor.
Kentsel Dönüşümde Asbest Zehri İçin Gerekli Önlemler Alınıyor Mu?

Türkiye gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projeleri ile dev bir inşaat sahasını andırırken yapılan yıkımlar ile depremde yıkılma riski yüksek olan konutlar ortadan kaldırılıyor. Bunların yerine ise depreme dayanıklı konutlar inşa ediliyor.

Ancak yapılan yıkımlar esnasında kanser riski bulunduğu için yasaklanan asbest için gerekli önlemlerin alınmaması büyük bir riski de ortaya çıkarıyor. Akciğer kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türü için tetikleyici olduğunun tespit edilmesi nedeni ile yasaklanan asbest yasaklandığı tarihe kadar hemen hemen yapılan tüm inşaatlarda yoğun olarak kullanılıyordu.

7 Milyon Binada Asbest Var

Yapılan araştırmalara göre kentsel dönüşüm için yıkılması planlanan 7 milyon binada asbest kullanıldığı belirtiliyor. Havaya yayılan toz asbestin insanlar tarafından solunması durumunda akciğer kanseri riskini katlayarak arttırdığı bilinirken bu da yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarına adeta zehir bölgesine çeviriyor.

Uzmanlar yıkımlar esnasında mutlaka asbeste karşı gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirtirken en azından yıkımdan önce, yıkım esnasında ve yıkımdan sonra enkaz kaldırma çalışmaları kapsamında bölgenin iyi sulanarak bu zararlı maddenin havaya karışmasının önüne geçilmesi gerekiyor.

Bilindiği üzere ülkemizde 2010 yılında resmen yasaklanan asbes o tarihe kadar çok dayanıklı olması ve iyi bir yalıtım maddesi olması nedeni ile inşaatlarda yoğun olarak kullanılmıştı. Aslında uzmanlar kentsel dönüşüm bina yıkımı öncesinde mutlaka bina hakkında asbes araştırması yapılması gerektiğini ve yıkım çalışmalarının bu rapor sonucuna göre yapılması gerektiğini savunuyorlar.

Konu hakkında açıklamalarda bulunan Asbest Söküm Uzmanı Yüksek Makine Mühendisi Özcan Suretti “Asbestin dayanıklılığı keşfedildikçe, sanayide ve yapı işlerinde kullanım alanları hızla arttı ve vazgeçilmez bir malzeme oldu. Ancak asbest minerallerinin kanserojen olduğunun fark edilmesiyle bu maddeden vazgeçildi. Artık kullanımı da yasaklandığı için tehlike kalmadı diye düşünülüyor. Ancak asıl tehlike yeni başladı. Asbest lifleri, üretilen eşya veya binalarda yapı malzemesi içinde hapsedildiğinden solunan havaya karışma yüzdesi çok düşüktü. Ancak şehir merkezinde bir bina yıkılıyorsa, ortama yayılan asbest lifleri kontrolsüz kalır. O zaman bu lifleri kim kontrol edecek? Bu çok ciddi bir sorun.” dedi.