Kritik İmar Barışı Uyarısı "İstanbul'da Ki Binaların Yüzde 75'i Yıkılır"

İstanbul'da yıkılan binanın imar barışına başvuruda bulunduğunun ortaya çıkması çürük binalar için tartışmayı artırırken İstanbul'da olası bir depremde büyük bir yıkım olacağı iddiası korkuttu.
Kritik İmar Barışı Uyarısı "İstanbul'da Ki Binaların Yüzde 75'i Yıkılır"

İstanbul'da yıkılan binanın imar barışına başvuruda bulunduğunun ortaya çıkması çürük binalar için tartışmayı artırırken İstanbul'da olası bir depremde büyük bir yıkım olacağı iddiası korkuttu.

İstanbul Maltepe'de yıkılan binanın imar barışı başvurusunda bulunduğunun ortaya çıkması yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.



İmar barışına başvuruda bulunan çürük yapıların akıbeti merak konusu olurken bu binaların imar barışından yararlansa dahi kaçak yapılarının imar affı olmadığı için dikkate alınmayacağı da bir başka tartışma konusu oldu. Karar Gazetesi tarafından yapılan habere göre acil önlem çağrısı yapan Prof. Özgenç olası bir depremde İstanbul'da yer alan her 100 binadan en az 75 tanesinin yıkılacağını iddia etti.



Yıkılan Binaya Yapı Kayıt Belgesi Verenler Yargılanmalı!



Konu hakkında şahsi twitter hesabı üzerinden açıklama yapan Prof. Dr. İzzet Özgenç, “Malum İmar Barışı Kanunu’, imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapılarla ilgili olarak, kişilerin hayatı bakımından somut bir tehlike oluşturup oluşturmadığının araştırılmasını gerekli kılmaksızın, yapı kullanma izni verilmesinin yolunu açan bir düzenlemedir.



Hukuk, söz konusu facia dolayısıyla, insan hayatını önemsemeyen bir anlayışın ürünü olan söz konusu düzenlemenin uygulanmasında ve özellikle yasama sürecinde olumlu katkı vermek suretiyle görev alan kamu görevlilerinin, en azından ‘bilinçli taksirle çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet verme’ suçundan sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekmektedir” diyerek son derece sert ifadelere yer verdi.



İmar Barışı Kanunu İnsan Sağlığı Riski Açısından İncelenmelidir!



İmar barışına başvuruda bulunan tüm binaların tek tek incelenmesi gerektiğini belirten Özgenç riskli yapıların asla onaylanmaması gerektiğini belirterek “Sorun buradan kaynaklanıyor. Araştırma yükümlülüğü getirmeyen bu düzenlemeye istinaden kişilerin hayatı için somut tehlike oluşturacak şekilde ‘çürük’ yapılmış yapılarla ilgili olarak da gayrimuayyen kullanım izni veriyor. Bu düzenleme karşısında belediyeler bakımından önemli olan bu başvuru karşılığında belirli bir miktar paranın tahsilidir.



Para ödendikten sonra yapı ‘çürük’müş veya değilmiş, önemli değil, gayrimuayyen kullanım hakkı elde ediliyor. ‘Çürük’ olmasına daha doğru bir ifadeyle kişilerin hayatı için tehlike arz etmesine rağmen bu kanuna dayanılarak kullanma izni verilmiş, olan bir yapının çökmesi ve çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet vermesi halinde, ceza hukuku bakımından sorumluluk büyük önem taşımaktadır.



Elbetteki bu yapıyı ‘çürük, olarak inşa eden kişilerin ceza hukuku sorumluluğu söz konusu olacaktır. Bu kişilerin ceza hukuku bakımından sorumlu tutulabilmesi, bu yapılarla ilgili olarak denetim yükümlülüğü altında bulunan kamu görevlilerinin bu denetimi yapmamaları halinde, ceza hukuku sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Denetim yükümlüğünü yerine getirmeyi ihmal eden kamu görevlileri sadece ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan değil, en azından bilinçli taksirle çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet vermekten dolayı ceza hukuku bakımından sorumlu tutulmalıdır" dedi.



Haber Kaynağı: Emlak365.com