John Hopkins Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden akademisyen Lisel Hintz’in moderatörlüğünü yaptığı panelde, ABD’nin YPG’ye verdiği desteği açık bir dille eleştiren Başbuğ, Türk Halkının bu durumdan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Bu esnada, PKK’nın Suriye uzantısı YPG bayrağı açıp Türkçe ve İngilizce dillerinde slogan atan iki protestocu salondaki özel güvenlik görevlilerince dışarı çıkarıldı.

ABD Baltimore’daki John Hopkins Üniversitesinde düzenlenen bir aktiviteye konuşmacı olarak katılan Genel Kurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un konuşması salonda bulunan terör örgütü PKK yandaşları tarafından protesto edildi.

John Hopkins Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden akademisyen Lisel Hintz’in moderatörlüğünü yaptığı panelde, ABD’nin YPG’ye verdiği desteği açık bir dille eleştiren Başbuğ, Türk Halkının bu durumdan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Bu esnada, PKK’nın Suriye uzantısı YPG bayrağı açıp Türkçe ve İngilizce dillerinde slogan atan iki protestocu salondaki özel güvenlik görevlilerince dışarı çıkarıldı.

Başbuğ Protesto Edildi

Başbuğ’un konuşmasına devam ettiği sırada bu defa da iki Amerikalı protestocu “Afrin ve Kürt Halkı yalnız değildir” diyerek slogan attı ve pankart açtı. Pankartlardan birinde 2013 yılında Paris’te ölü bulunan PKK’lı teröristler Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan’ın resminin bulunduğu görüldü. Bu arada salonda bulunan bazı Türk seyirciler de “Türkiye bir NATO üyesidir, gidin NATO ile konuşun” diyerek tepki gösterdi.

Bilim yuvası olan üniversitenin siyasi protestolara alet edilmesi pek çok öğrenciyi rahatsız etti. Bazı öğrencilerin salonu terk ettikleri gözlemlenirken yaşanan bu hadise paneldeki görüş ve tartışmaları gölgede bıraktı.

Ne Olmuştu?

Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan da ABD’ye son seyahatlerinde PKK yandaşları tarafından sert bir şekilde protesto edilmiş, koruma ekibindeki polisler hakkında ABD Mahkemeleri tarafından yakalama kararı bile çıkarılmıştı.

Peki her protestonun demokratik haklar kapsamında açıklanması mümkün mü?

Günümüzde protesto, en basit anlamıyla demokratik toplumlarda dile getirmekle çözülemeyen sorunların eylemsel boyuta geçilerek yapılan itirazın daha geniş kitlelere duyurulması olarak algılanmakta. Demokratik toplumlarda protesto elbette gerekli bir haktır ancak dozajı belirlenmeli ve hukuksuzluğa meydan verilmemelidir.

Üniversitelerin bilim üretebilmesi için de her türlü siyasi görüşten uzak kalması, bu anlamda tarafsız olması objektiflik gereğidir. Üniversitelerde gerçekleştirilen bu tür etkinliklerde konu hakkında taraflar argümanlarını akla, mantığa ve hayatın gerçeklerine uygun olarak ortaya koyarlar. Burada amaç haklılığın ispat edilmesinden ziyade görüşlerin en ikna edici düzeyde sunulabilmesidir. Çünkü medeni toplumlarda üstünlük kurmak ancak ikna iledir.