Bakan Çavuşoğlu ve Tillerson Görüşmesinden Çarpıcı Detaylar

Bakan Çavuşoğlu, Tillerson ile görüşmenin ana konusunun ilişkileri normalleştirmek olduğunun altını çizerken, normalleşme sürecinin olmazsa olmazının YPG’nin Menbiç’ten çıkması olduğunu da belirtti. İşte Bakan Çavuşoğlu’nun mevkidaşı ile olan görüşmesinden satır başları:
Bakan Çavuşoğlu ve Tillerson Görüşmesinden Çarpıcı Detaylar

Bakan Çavuşoğlu, Tillerson ile görüşmenin ana konusunun ilişkileri normalleştirmek olduğunun altını çizerken, normalleşme sürecinin olmazsa olmazının YPG’nin Menbiç’ten çıkması olduğunu da belirtti. İşte Bakan Çavuşoğlu’nun mevkidaşı ile olan görüşmesinden satır başları:

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ile Ankara’da bir araya geldi. Görüşme sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan mevkidaşların açıklamaları ise dikkat çekti. Çavuşoğlu, görüşmenin ana konusunun ilişkileri normalleştirmek olduğunun altını çizerken, normalleşme sürecinin olmazsa olmazının YPG’nin Menbiç’ten çıkması olduğunu da belirtti.

Bakan Çavuşoğlu ve Tillerson Görüşmesinden Çarpıcı Detaylar

İşte Bakan Çavuşoğlu’nun mevkidaşı ile olan görüşmesinden satır başları:

ABD İle İlişkilerde Kritik Aşama


“Şimdi ise böyle bir kritik aşamadayız. Dün akşam her iki tarafta düşüncelerini, beklentilerini hatta kaygılarını açık şekilde dile getirmiştir. Ya bu ilişkileri tekrar yoluna koyacaktık ya da daha kötüye gidecektir. İlişkilerimizi normalleşme konusunda bir mutabakata bir anlayışa vardık. Elbette bunun için atılması gereken adımlar var. Her iki tarafın da beklentileri var. Biz FETÖ konusunda, FETÖ ile mücadele konusunda ABD’nin YPG’ye verdiği destek konusunda ve PKK gibi terör örgütleriyle mücadele konusunda beklentilerimizi net bir şekilde dile getirdik.

Fakat bugüne kadar verilen sözler oldu. Konuştuğumuz konular oldu. Tutulmayan sözler de oldu, çözemediğimiz konular da oldu. Bundan sonra sonuç odaklı adımları nasıl atabiliriz? Konuların sözde kalmaması için birlikte neler yapabiliriz bunları da konuştuk.”

Suriye Konusunda Endişeler


“Suriye konusunda endişelerimiz nasıl karşılanacak? Terör örgütleriyle mücadele nasıl olacak? Irak’ın toprak bütünlüğünü nasıl sağlayacağız? En önemlisi de Cenevre süreciyle birlikte siyasi sürece nasıl gideceğiz? Dün bu konuları uzmanlarımızla somut adımlar atarak, artık vaatler sözler değil çalışarak bu konuları aşmak istiyoruz. Bu mekanizmalar topu taca atma, süreci savsaklama değildir. Tam tersi anlaştığımız gibi sonuç alıcı mekanizmalar olacak. Oyalama yok ve inşallah ilk toplantı Mart ayının ortasından önce gerçekleşecek.”

Görüşme Endişeleri Giderdi Mi?


“Neticede dün ve bugün yaptığımız toplantılar, ikili ilişkilerimizin geleceği bakımından endişelerimizin karşılanması bakımından ve bölgesel konulardaki Suriye olsun Irak olsun ve terörle mücadele konularında, işbirliğimiz bakımından kritik bir ziyaret ve kritik bir görüşme olmuştur. Ben inanıyorum ki yani ilişkilerimizin tekrar yoluna girmesi çişin önemli olan bu ziyaret ve toplantılar neticesinde, birlikte geleceğe yönelik ortak adımlar atarız ve neticeleri alırız. İki müttefik gibi güveni yeniden tesis ederiz ve bu güven zemininde ikili işbirliğimizi güçlendiririz.”

Görüşme sonrası Tillerson da açıklamalarda bulundu. İşte dikkat çeken satır başları:

Suriye için Birlikte Çalışmalıyız


“Hem DEAŞ, hem PKK hem diğer terörist örgütlerin tehdidiyle karşı karşıya. NATO’nun desteğini de önemsiyoruz. Türkiye çok önemli bir ülke. Bizim bu anlamda Suriye ile ilgili işbirliğimiz, DEAŞ ile ilgili konular, güvenli bölgelerin oluşması ve bağımsız Suriye için birlikte çalışmamız gerekiyor.”

Sınır Güvenliği Konusunu Ciddiye Alıyoruz


“Türk Halkı ve Türk Hükümeti, 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyorlar. Hepimize örnek oldular. Türkiye’nin sınırları koruması talebini ciddiye alıyoruz. Tabi ki bu anlamda bu çalışmaların gerçekleştirirken özellikle sivil halka zarar gelmemesi için Türkiye’den ricalarımız var. Gerilimin de artmamasını sağlamaya çalışıyoruz. Suriye’deki hedeflerimiz konusunda Türkiye’ye açık davrandık. Her zaman SDG’ye sağladığımız desteğin kısıtlı olacağını, herhangi bir şekilde askeri hedeflerin daha ileri taşınmasını engelleyecek destek olduğunu belirttik. Türk demokrasisini her zaman destekledik. Hukukun üstünlüğü, basının özgürlüğü konusunda her zaman desteklemeye devam ediyoruz.”