Taşınmazların devri konusunda Türkiye'de uygulanan kurallar kanunlarla güvence altına alınmıştır. Bir taşınmazın mülkiyeti tapu ile tescil edilmektedir. Tapusu olan bir taşınmazın kime ait olduğu devlet tarafından onaylanmış, tescil edilmiş ve güvence altına alınmıştır. Ancak tapusu olmayan arazilere de zaman zaman rastlanılabiliyor. Bu araziler üzerinde kimlerin hak sahibi olabildikleri veya tapusunun kimler adına tescil edilebileceği konusunda bazı hükümler uygulanmaktadır.

TAPUSUZ ARAZİNİN KANUNİ DURUMU

Bir arazinin tapusuz olması sahipsiz olduğu anlamına gelmemektedir. Sahip yoksa bile Hazine bu arazi üzerinde hak sahibidir. Ancak bazı arazilerin kişisel mülkiyetinin olmamasının hukuki çözümleri bulunmaktadır. Bir arzi üzerinde mülkiyet belirlenirken tapudan sonra zilyetlik durumuna bakılmaktadır. Konu bahsi olan arazinin kim tarafından, nasıl kullanıldığının tespiti bu problemin çözümüne yardımcı olabilmektedir. Bu yönde uygulamalara dair hukukta emsal kararlar bulunmaktadır.

TAPUSU OLMAYAN ARAZİYİ UZUN YILLAR KULLANANLAR HAK İDDİA EDEBİLİR

Tapusu olmayan bir araziyi uzun yıllar kullanan bir kişi o arazi üzerinde hak iddia edebilirker. Bu hak iddiası ile o arazinin tapusunun üzerine yapılmasını da talep edebilirler. Bu konuda kanunen de imkan bulunmaktadır. Uzun yıllardır aynı kişi tarafından kullanıldığı ispat edilen ve bir sahibi olmayan arazi kullanımı gerçekleştiren kişi adına tapuda tescil edilebilir.

KİMSE HAK İDDİA ETMEMELİDİR

Bir tapusuz arazinin uzun yıllar kullanımından doğan hak sahipliği ile tapu tescili gerçekleştirileceği zaman o arazi üzerinde kimsenin hak sahibi olmaması gerekiyor. Geçmişten gelen bir miras bağı veya benzer bir mülkiyet hakkı ile bir arazi üzerinde bir başkasının hak iddiası varsa o arazinin tapu tescilinde kullanımın herhangi bir geçerliliğği yoktur. Mülkiyet bağı bulunan bir arazinin kullanımı herhangi bir avantaj sağlamamaktadır.