Binlerce yıllık tarihine sayısız efsaneyi, mitoloji ve öyküyü sığdırmış olan İstanbul’un son yıllardaki en ilginç masalı Haliç kıyısında yaşanıyor. Büyülü bir masal atmosferinde gezilen Miniatürk, İstanbul’dan haz almayı bilenlerin, kent gezileri sırasında uğramadan ayrılmadıkları bir cazibe merkezi olarak ziyaretçileri büyülüyor.

Türkiye’deki ve Türk kültürüne dair izler taşıyan bazı ülkelerdeki mimari ve kültürel değeri yüksek anıt eserlerin minik maketlerinden oluşan Miniatürk, çocukların olduğu kadar büyüklerin de ilgisini çekiyor.

Açık havada sergilenen yüzü aşkın minyatür maket çeşitli yollar, patikalar, havuzlar ve su yolları ile birbirinden ayrılmış. Eserlerin arasından dolaşan bir kara tren ya da Boğaziçi Köprüsü üzerinde yürüyen çocuklar, sevimli sürprizler olarak Miniatürk’ün albenisini arttırıyor.

Miniatürk’ün birbirinden özenle yapılmış maketleri Türkiye’nin ve Türkler’in mimari başyapıtlarını birbiri ardına gözler önüne seriyor, hem de kilometrelerce uzaklara gitmeden… Miniatürk’te neler yok ki… Boğaz’ın maviliğine kucak açmış Osmanlı sarayları, İstanbul’u taçlandıran hisarlar, antik uygarlıklardan kalma antik kalıntılar, Anadolu’daki kentlerin asırlık saat kuleleri, tapınaklar, kaleler, camiler, kiliseler, evler, manastırlar…

İstanbul’daki değişik kültürlerin asırlarca barındığı Haliç kıyısındaki Miniatürk gezinizde bazen bakışlarınız Sultanahmet Meydanı’nı süsleyen ve 537 yılında yapılan Ayasofya’nın maketi ile kesişir. Aslı kadar büyüleyici ve göz alıcı olan Ayasofya’nın maketi de yerli-yabancı tüm turistlerin gözdesi durumunda. Sultanahmet Cami, At Meydanı, Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı, Kız Kulesi. Hepsi İstanbul’un göz kamaştıran tarihi anıtları ve bu anıtlar; kent karmaşasından uzakta, sakin sakin gezilecek bu parkta toplanmışlar tüm güzelliklerini paylaşmak için. Miniatürk’te İstanbul ile ilgili sadece saray ve camiler yok elbette.

Sivil mimari örnekleriyle de Miniatürk, İstanbul’un değerlerini maketlerin dünyasına taşımış büyük bir ustalıkla. Haydarpaşa Garı’nın İstanbul’u selamlayan edası, Kız Kulesi’nin her zamanki naif ifadesi ve hatta Galata Kulesi’nin görkemi bile olduğu gibi maketlere işlenmiş. Her şey aslına uygun, gerçeğine eş bu açık hava minyatür kentinde. İstanbul ağırlıklı gibi görünse de Miniatürk’teki eserler sadece İstanbul ile sınırlı değil. Bu benzersiz masal dünyasında adım adım ilerlerken birden karşınıza Anıtkabir çıkıyor tıpkı gerçeğinde olduğu gibi insanda farkında olmadan bir saygı hissi yaratarak.

Anıtkabir’den gözlerinizi alabildiğiniz anda kâh Mevlâna Türbesi yeşil kubbesi ile ilginizi çekiyor, kâh Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak anılan Efes’teki Artemis Tapınağı’nın bembeyaz antik görüntüsü…İshak Paşa Sarayı’nın cazibesini, Nemrut Dağı’ndaki heykellerin büyüsü tamamlıyor adeta. Mardin’in geleneksel mimarisinin yansıtıldığı makete takılan hayranlık dolu bakışlarınızı, yine başka bir başyapıt olan Sümela Manastırı maketi üzerine çekiyor. Pamukkale’nin doğal güzelliğine, Kapadokya’nın nefes kesen coğrafyası ekleniyor, Balıklı Göl’deki mistik havaya, Selimiye Camisi’nin ihtişamı karışıyor. Kahire’deki cami, Mostar Köprüsü, Ecyad kalesi, Kudüs’teki Kubbet-üs Sahra ve Mescid-i Aksa da Miniatürk’ün koleksiyonunda yer alan yabancı topraklardaki eserlerden bazıları.

Çocukların Miniatürk gezisini ölümsüzleştirmek için her şey düşünülmüş; oyun parkı, labirent, satranç alanı ve dondurmacı. Zafer Müzesi olarak düzenlenmiş olan salonda, Kurtuluş Savaşı’nın tüm ayrıntılarını ses ve ışık efektleriyle canlandırılmış maketlerde görmek mümkün. Ayrıca Haliç manzaralı Miniatürk Restaurant ve tüm eserleri yukarıdan seyredebileceğiniz Miniatürk Kafe, Miniatürk ziyaretçilerine keyifli zaman geçirtmek amacıyla düzenlenmiş mekânlar. Miniatürk gezinizi hatıra eşyalarla unutulmaz kılmak isterseniz yapmanız gereken, hediyelik eşya dükkânına uğramak. Maketlerini gördüğünüz eserlerden edinmek ya da bu anıtlar hakkında yayınlanmış kitaplardan, posterlerden satın almak, Miniatürk gezinizi belleğinizde tatlı bir anı olarak saklamanızı sağlayacaktır.

Miniatürk gezisi, bu toprakların kültürüne ve mimari eserlerine ilgi duyan herkesin mutlaka katılması gerek bir kültür yolculuğu. Bu yolculuğun en önemli özelliği ise dillere destan yapıların, göz kamaştıran anıtların ve efsanevi eserlerin hepsine birkaç adımda ulaşılabiliyor olması. Miniatürk mimari başyapıtların sergilendiği maketlerin masalsı dünyasına bekliyor tüm kültür ve sanat meraklılarını geleneksel bir konukseverlikle. Adım adım dolaşılan eserlerin yüzlerce asırlık öyküleri, bitmeyen hikayeleri hep paylaşılmayı bekliyor tıpkı gerçekleri gibi…

Emlak365.com Özel İçerik